Bu işaret araç satışlarındaki rüşvetin işareti.
Araç değerinin yazışmasından sonra +50, +100, +200 yazıldığında “aradaki bağlantının açıktan alacağı rüşveti” işaret ediyor.
Mesela;
Aracın değeri 1 milyon 500 bin lira.
+100 yazdığında, 100 bin lirayı elden alacağını maliyetinin 1 milyon 600 bin lira olacağı anlaşılıyor.
Bu çark bir yıldır var.
Herkes biliyor, herkes farkında.
Al-satçılar, stokçular, tüccarlar bu işten çok büyük paralar kazanıyor.
Araç artık ihtiyaç değil, ticari bir enstrüman oldu.
Türkiye’de binlerce kişi al-sat işinden bildiğin vurgun yapıyor.
En altta kalan kullanıcıya oluyor ne oluyorsa.
İşin ilginç olanı al-satçı tüccar, araç üreten fabrikadan daha çok kazanıyor.
Yurt dışından giriş maliyeti ortada, vergi ortada, satış da ortada.
Rüşvet çarkı araçlar gemilere yüklendiğinde daha Türkiye’ye inmeden başlıyor.
Bayii sorumlusu müşterisini arıyor “Şu araçlar geliyor, +100 veya +200 ayırayım mı?” diye sorar.
Tüccar da “Hemen ayırtır”
Kullanıcı vatandaş bayii de araç göremez, satış personeli “Araç maalesef yok, sizi sıraya alalım” der.
İki yıldır araç yok, araç yoksa iş de yok, iş yoksa o giderler nasıl karşılanıyor, bayii masrafları nereden çıkarıyor?
Bu konu uzayıp gidiyor.
Bu konu herkes tarafından biliniyor.
Çözüm önerileri işe yaramıyor.
Herkesin banka hesap hareketleri, araç sayıları, ruhsatları ortada.
Yarından itibaren yüzde 13 daha zam geleceği söyleniyor.
Bayramda WhatsApp grubunda şunu konuşuyorlar “Abi bayram sonra yüzde 13 zam var, hangisinden ayırayım?”
Enflasyon, beraberinde ahlaki çöküntüyü de hızlandırır.
Enflasyon canavarının adını değiştirip enflasyon şeytanı koymak gerek.
Bu işler canavar işi değil, şeytan işi.
Bu sorunun çözülmesini beklemiyorum.
Ev hayal olmuştu, şimdi araba da hayal oldu!
Önümüzdeki haftalarda mazot, araç fiyatları başta olmak üzere birçok kalemde teni zamlar göreceğiz.