Dünya, son iki yıldır ekonomik krizi ve beraberinde gelen hayat pahalılığını konuşuyor.

Her ne kadar hükümetler veya merkez bankaları tedbir almaya çalışsa da, ekonomik kriz ve enflasyondan kurtulmak hiç kolay olmayacak.

Ondan sebep yeni normal “Kıtlık ve ekonomisi”

Artık ne kadar tedbirli olursak bir o kadar rahat bir nefes almış oluruz.

Para piyasalarında, yatırım araçlarında, çeşitlilik yapıp gardımızı almış olabiliriz.

En azından paramız enflasyon karşısında değer kaybetsin diye döviz veya altın gibi yatırım araçlarını tercih etmiş olabiliriz.

Hırsızlık gerekçesiyle yatırımlarda fiziki almayı çok tercih etmeyebiliriz.

Ancak BİR GÜN FİZİKİ PARAYA MUTLAKA İHTİYACIMIZ OLACAK?

Peki ne zaman mı?

Doğal felaket veya acil servis kapımızı çaldığında!

Türkiye, afetlerin sık yaşandığı bir ülke.

Sel, deprem, salgın hastalıklar bunların başında gelir.

Dünya insanın yüzde 80’ni birikimlerini bankalarda ya da sanal ortamdaki hesaplarında çeşitli yatırım araçlarında bağlı tutuyor.

Dünya insanın yüzde 80’ni kredi kartı, banka atm kartı veya sanal ödeme araçlarıyla alış-veriş yapıyor.

Dünya insanın yüzde 80’ni dijital ortamda paraya dokunmadan hayat yaşıyor.

Türkiye’de durum ne?

Kart sayısı bakımından Türkiye, Avrupa birincisi.

Türkiye’de 261 milyon adet kredi kartı ya da atm banka kartı bulunuyor.

Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) araştırma sonucu şöyle:

Kart Sayıları (Milyon Adet) Gelişimi

Bu yıl bu rakamın daha üst seviyelerde olacağına kesin gözüyle bakabiliriz.

Yapılan diğer araştırmalara göre Türkiye’de 34 milyon kişi bireysel kredi kullanıyor.

Türkiye’de yatırımcıların yüzde 80’ni varlıklarını banka hesaplarında tutuyor.

Bunun nedenini güvenlik endişesi, hızlı hareket etme, al-sat yapmak için uygun ortam gibi nedenlere bağlayabiliriz.

Soru:

Allah korusun! “Bugün bir felaket yaşasanız, bankalardan nakit çekmek için fırsatınız olmasa, sistemde aksaklık yaşansa, nakit para olmazsa ne yapacaksınız?”

“Bugün hangimizin cebinde bizi birkaç ay idare edecek nakitimiz var?

”Çoğu kişi “O kadar da değil veya kartlarım var” diye cevap veriyor.

Yani, bugünden kimse bunun hazırlığını yapmak istemediği gibi küresel ekonomik çöküşü de görmezden geliyor.

Ben ise tam aksini düşünüyor, çevreme “Böyle bir hazırlık yapmadan boşuna parayı konuşmayın” diyorum.

Ne yapmalıyım?

• Önce nakitin önemini bilmek, sindirmek ve buna inanmak gerek.

• Günlük hayatımızda modern teknolojiyi kullanalım ancak söz konusu alın teri ve risk olunca gelenekçi olalım.

• Sürekli cüzdanımızın bir köşesinde 100 Euro veya 100 dolar bırakalım.

• Herkes gelirine göre veya ihtiyacına göre ailesini 3-5 ay idare edecek kadar nakiti hazır bulundurmalı.

Dijital çağ bize farklı seçenek sundukça insanların da değişime uğradıklarını unutmamak gerek.

Bugün televizyonlarda, sosyal medyada izlediğimiz götüntülerde biri diğerine şiddet uygulayında diğerlerinin ne kadar tepkisiz kaldığını görmüyormuyuz?

Düşünün büyük bir kaos var, kim kimi düşünecekte yardım edecek?

Herkes kendi canının peşine düşmüşken kim size 5 kuruş yardım edecek?

O gün “Çok param var ama şuan yok” demek hiçbir şey ifade etmez.

Bu konuyu çok uzatmanın manası yok.Soru belli “Cebinizde sizi kaç ay idare edecek nakitiniz var?

”Cevap ve tercih sizde!

İyi pazarlar dilerim…