Reuters’ın haberine göre, 2022 yılında bankalar kripto piyasasına iyiden iyiye girmeye hazırlanıyor. 7/24 canlı olan bir piyasanın bankalar için şimdiden zorlayıcı olduğu düşünülüyor.

Dijital para birimlerinin değeri, 2020 yılının başlangıcından bu yana üçe katladı ve 2 trilyon dolara çıktı. Geleneksel ABD bankaları ise şu anda bu tür varlıkların ticaretini yapamıyor. Ancak, JPMorgan gibi devlerin buradaki fırsatlara göz gezdirdiği de biliniyor. Reuters da bunun 2022 yılıyla birlikte ivme kazanacağını düşünüyor. Tabii burada bankaları harekete geçirecek en önemli hamle, düzenleyici onayları olacak. Dijital varlıkların gözetimi ve ticareti için düzenleyicilerin bankalara onay vermesi gerekiyor. Bu da hedge fon müşterilerinin kripto ihtiyaçları için başka yerlere gitmesini engellemiş olacak. Ancak şimdilik bankalar düzenlemelerle kısıtlanmış durumda.

Wall Street, Kripto için Ne Yapmalı?

Burada resmi kurumlara da bakmak lazım. Federal Mevduat Sigorta Kurumu, artan kripto maruziyetine açık olduğunu ifade etmişti. Para Birimi Denetçiliği Ofisi‘nin ise şüpheci yaklaştığı biliniyor. Diğer yandan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), kriptodan sorumlu kurum olursa, bir sıkılaşma uygulayacağının sözünü verdi.

Bu resimde, bankaların, düzenleyicilerin bu tür ürünlere izin verip vermeyeceğini bilmesi gerekiyor. Bankacılar, teminata doğrudan sahip olamıyorlarsa, bunları nasıl yapılandıracaklarını da bulmak zorunda.

Başta da söylediğimiz gibi kripto piyasası 7/24 açık. Bu da durumu başka bir boyuta taşıyor. Örnek vermek gerekirse bankalar, hisse senedi alım satım saatlerini sabitlemeye alışık. Pek çok menkul kıymet işleminin sonuçlanması bazen günler alırken, dijital para birimleri saniyeler içinde çalışıyor.

Bunlar şimdilik bilinen bilinmeyenler. Bir de bilinmeyen bilinmeyeler var ve burada nasıl bir tehlike olduğunu bankalar şimdilik kestiremiyor. Burada merkeziyetsiz onay süreçlerinin güvenirliğinden ya da hack olaylarından bahsetmek mümkün. Wall Street için yapılması gereken şöyle açıklanıyor: “Kaçırma korkusu, içeri girme risklerini engellememeli”