Önümüzdeki süreci tanımlamak gerekirse en doğru tabir belki de “Gerçeğin Kayboluşu” olacak. Yapay zeka tarafındaki gelişmeler bize bunu söyletiyor. Şu an bu yazıyı yapay zekanın mı yoksa gerçekten mi bir insanın yazdığına dair belirsizlikler gün geçtikçe artacak. Sadece yazı için değil, görseller, sesler ve videolar için de aynı durum söz konusu. Hal böyle olunca gerçeğin yapay arasında kayboluşuna da tanıklık edeceğiz gibi görünüyor.
Peki bu blokzincir ekosistemini nasıl etkileyecek. Son söylenecek şeyi ilk başta söylersek rahatça şunu diyebiliriz. Yapay zeka alanındaki gelişmeler blokzincir ekosistemi için bir gol ortası. Eğer süreç ekosistemi inşa edenler tarafından iyi değerlendirilebilirse kripto ekosisteminin finansal, teknolojik ve toplumsal gücü hiç görmediği seviyelere ulaşabilir.
Peki neden? İlk sebep şu. İçerik üretiminde üssel bir seviyeye geçiyoruz. İnsanlar çok daha hızlı içerik üretebilecek. Bahsettiğimiz hızı şöyle somutlaştırabiliriz. Bir akşam bir konu haberlerde gündem olduktan 2 saat sonra bu konuyu derinlemesine ele alan bir araştırmaya ulaşabileceksiniz. Üretilen bu içeriğin satışı noktasında geleneksel finans sistemlerinin yavaşlığının şaşkınlıkla süreci izleme dışında pek bir seçeneği yok.
İçerik üretiminin artması teknoloji ekosisteminin dışındaki kullanıcıya da erişme hızını artıracak. Bu da toplumun farklı kesimlerinin bu içeriklerle etkileşime girebilmesini sağlayacak. Peki burada hangi ödeme sistemleri kullanılacak? Üretilen içeriklerdeki gelir adalet programlanabilir bir yapıda olduğunda arka plandaki akıllı kontratların kullanımı neyi artıracak?
Bu sorular bizi tek bir yere götürüyor. Merkeziyetsiz sistemlere. Gerçeğin kayboluşunun ortaya çıkarttığı anonimlik bize bir şey gösteriyor. Semantik internetin doğumunda yoldaş olarak anonimlik de gelişecek. Peki bu anonimliği karşılayacak anonim kimlikler ve anonim ödeme sistemleri nerede var? Yine aynı noktaya geldik. Eğer fırsat iyi değerlendirilirse kripto ekosistemi tarihsel bir kırılıma gidebilir.
Tabi ki tablo bu kadar pespembe değil. Yapay zeka konusundaki ilgi bazı kötü niyetli projelerin de iştahını kabartmış durumda. İnsanları ikna etmek için projenin bir yanına yapay zeka, GPT gibi kelimeleri ekleyerek insanların dikkatini çekmeye çalışan projeler türeyecek. Tıpkı sanal arsa çılgınlığı gibi benzer bir yapay çılgınlıkların olduğu bir süreç yaşanabilir.
Bundan dolayı bir projenin gerçekten yapay zeka ile ilişkisinin çok detaylıca incelenmesi gerekiyor. Elbette tüm detaylara bir yazıda değinmek kolay değil fakat birkaç noktanın altını çizebiliriz:
- Teknik belgeler ve akademik literatür: Bir proje, yapay zekayı doğru bir şekilde kullanıyorsa, projenin teknik belgeleri ve akademik literatürü bu konuda sağlam kanıtlar sunmalıdır. Bu belgelerde kullanılan AI algoritmalarının açıklaması, uygulama alanları ve performans metrikleri bulunmalıdır.
- Gerçek dünya uygulamaları: Başarılı bir AI entegrasyonu, projenin gerçek dünya sorunlarını çözmekte etkili olmalıdır. Projenin sunduğu çözümlerin, hedef kitleyi ve uygulama alanlarını göz önünde bulundurarak iş dünyası ve kullanıcılar için değer yaratması önemlidir.
- AI etiği ve şeffaflık: Doğru AI kullanımı, etik ve şeffaf olmalıdır. Projenin veri gizliliği, kullanıcı hakları ve AI tarafından alınan kararlara dair açıklamalar sunması gerekmektedir. Ayrıca, AI algoritmalarının etik ve yasal düzenlemelere uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir.
- Deneyimli ve uzman ekip: Projenin arkasındaki ekip, AI ve blokzincir teknolojisi konularında deneyimli ve yetkin olmalıdır. Ekip üyelerinin geçmiş başarıları, eğitimleri ve projede üstlendikleri roller, projenin yapay zekayı doğru kullanıp kullanmadığına dair ipuçları sunabilir.
- Topluluk ve endüstri desteği: Başarılı AI entegrasyonları genellikle sektör liderleri ve topluluk tarafından desteklenir. Projeyi inceleyen uzmanlar ve topluluk üyeleri, AI kullanımının doğruluğu ve projenin sürdürülebilirliği hakkında fikirler sunarak değerli geri bildirimler sağlar.
Eğer bunları sağlayan projeleri hayata geçirebilirsek o zaman yapay zeka “HODL” diyebilecek ☺
